• Türkçe
  • English (United Kingdom)

Dünya Türk Forumu İkinci Hazırlık Toplantısı Özet Notları

TASAM tarafından 20–22 Ekim 2010’da İstanbul'da gerçekleştirilmesi planlanan Dünya Türk Forumu’nun hazırlık toplantısı 9 Haziran 2010’da İstanbul Grand Cevahir Otel ve Kongre Merkezi’nde düzenlendi. Ana teması “Türk Konseyi, Türk Diasporası ve Sosyoekonomik İş Birliği” olan Forum’un hazırlık toplantısına şu dernekler katıldı:

Uluslar arası Nakliyeciler Derneği, Doğu Türkistan Dayanışma Derneği, Ayaz Tahir Türkistan İdil Ural Vakfı, Türk Dünyası İnsan Hakları Derneği, Marmara Belediyeler Birliği, Hoca Ahmet Yesevi Vakfı, Gagauz Türkleri Dostluk, Kültür ve Dayanışma Derneği, Kazak Türkleri Derneği, Doğu Türkistan Kültür ve Dayanışma Derneği, Avrasya Türk Dernekleri Federasyonu, Doğu Türkistan Göçmenler Derneği, Türk Dünyası Kültür ve İnsan Hakları Derneği, Doğu Türkistan Vakfı, Kırgızistan Dostluk ve Kültür Derneği, Ahıska Türkleri Eğitim, Kültür ve Sosyal Yardımlaşma Derneği, Okan Üniversitesi Avrasya Uygulama ve Araştırma Merkezi, Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Karadeniz Teknik Üniversitesi, Türkistan İlim Yayma Cemiyeti.

Mazeretleri nedeni ile şu dernekler toplantıya katılamadı:

İstanbul Sanayi Odası, TÜSİAD, Marmara Grubu Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Vakfı, Türk Japon Orta-Asya Dostluk ve İşbirliği Derneği, Kültür Ocağı Vakfı, TÜRKÇEDER, TEPAV, T.C. İstanbul Valiliği Türk Dünyası ve Akraba Toplulukları Koordinatörlüğü, Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı, İstanbul Ticaret Odası, UBCCE (Karadeniz ve Hazar Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonları Uluslar arası Birliği).

TASAM Başkanı Süleyman Şensoy yaptığı açılış konuşmasında İstanbul'da yapılacak ’’Dünya Türk Forumu’’ etkinliğiyle ilgili 2003’te bu projeyi yapmaya hazırlandıklarını ancak sürecin olgunlaşmasıyla etkinliğin bugün uygulamaya konulduğunu belirtti. Şensoy, bu forumdaki temel noktanın, kimlik odaklı projelerdeki slogan boyutundan kurtularak kurumsallaşmayı sağlamak olduğunu; Forum’un düşünce temelinde bir kurumsallaşma gerçekleştirmeyi, çözüme yönelik politikalar üretmeyi amaçladığını, bir anlamda entelektüel fantezi yapmaktan uzak olduğunu söyledi. Süleyman Şensoy, toplantı yeri için İstanbul'u seçtiklerini ve bunun kurumsallaşmasına inandıklarını belirterek, Forum’a dünyanın çok değişik bölgelerinden, Türk Cumhuriyetlerinden, Türk Diasporasından kanaat ve fikir önderlerinin katılmasının beklendiğini kaydetti.

Toplantıya katılan Mardin Vali yardımcısı Şenol Koca ise toplantıda hazır bulunan sivil toplum kuruluşlarına katılımlarından dolayı teşekkür ederek, ev sahipliği yapmaktan onur duyduklarını belirtti ve TASAM tarafından gerçekleştirilecek olan Dünya Türk Forumu’nun başarılı olmasını diledi.

Açılış konuşmalarının ardından söz alan Doğu Türkistan Kültür ve Dayanışma Derneği Genel Sekreteri Seyit Tümtürk Dünya Türk Forumu projesinden duyduğu heyecanı dile getirdikten sonra; Doğu Türkistan meselesinin proje kapsamında nasıl yer alacağı konusu üzerinde durdu. Forumun bu husustaki beklentileri elde edebilme konusunda ve bugüne kadar yapmış oldukları çalışmaların neticelerinin alınabilmesi konusuna katkılarının neler olabileceği hususundaki çekincelerini dile getirdi. Sunulacak olan teklif, proje ve talep edilecek destekleri belirlemek adına projenin bu konudaki çalışma prensibine ve hizmet dairelerine göre belirleyeceklerini dile getirdi.

Doğu Türkistan Dayanışma Derneği Başkanı İsmail Cengiz Doğu Türkistan meselesinin uluslararası hukuk ve diyalog bağlamında değerlendirilmesi gerektiğini ancak, hazır bulundukları toplantının bu platform olmadığını sözlerine ekledi. Dünya Türk Forumu’nun siyasallaşmasının engellenmesi gerektiğinin altını çizen Cengiz, Forum’un her yıl farklı başlıklar altında gerçekleştirilmesinin Forum’u daha verimli hale getireceğini dile getirdi. Bu takdirde ilerleyen zamanlar içerisinde Forum’un devlet aklını yönlendirmede önemli bir rol alabileceğini kaydetti. Forum’un katılımcıları belirlenirken muhalif unsurların da göz önünde bulundurulması gerektiğinin, projenin devamı açısından hayati olduğunu belirtti.

Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Göksel Öztürk Rusya Federasyonu içerisindeki Türk topluluklarının da sürece dahil edilmesi gerektiğini belirtti. Türk dünyasını tanımanın en iyi yolunun, onun dil, edebiyat ve kültürünü tanımaktan geçtiğini dile getiren Öztürk; bunun için Türk soylu hakların siyasi, sosyal, demografik, ekonomik ve kültürel durumlarının araştırılması gerektiğinin altını çizdi.

Avrasya Türk Dernekleri Federasyonu Başkanı Yrd. Doç. Dr. Fethi Ahmet Yüksel Türk Dünyası’nda eğitim almış kişilerin entegrasyon problemlerine değindi. Dilin ve kültürün önemine değinen Yüksel, Türkiye’deki Türk Dünyası’na ilişkin bilgi eksikliğine vurgu yaptı. Türk Dünyası’ndan Türkiye’ye gelenlere sahip çıkılmadığını belirten Yüksel, beyin göçünün engellenemediğini ve bunun önemli bir kayıp olduğunu sözlerine ekledi. Çözüm olarak kültürel, sosyal, tarihi ve ekonomik alanlarda bir entegrasyonun gerçekleşmesi gerektiğini belirtti.

Hoca Ahmet Yesevi Vakfı Başkanı Erdoğan Aslıyüce dünya üzerinde yaşayan Türkler hakkında yeterli bilgiye sahip olunmadığını belirtti. Türk Cumhuriyetleri’ndeki yönetimlerle eşit ilişki kurmak yerine, bu yönetimleri yönetmeye çalışmanın Türkiye’ye bir şey kazandırmayacağını belirten Aslıyüce, asıl olanın dilde, fikirde ve işte birliği gerçekleştirmekten geçtiğini kaydetti.

Gagauz Türkleri Dostluk, Kültür ve Dayanışma Derneği Genel Başkan Yardımcısı Derviş Yücel İstanbul'da gerçekleştirilecek olan Dünya Türk Forumu’nun kitap haline getirilmesini önerdi. Forum çalışmaların daha seviyeli olabilmesi için Dünya Tük Forumu kamuoyu bülteninin oluşturularak, bunun diasporalardaki ve Orta Asya’daki kişi ve kurumlara gönderilmesinin Forum hakkında kamuoyu ve gündem oluşturmak açısından faydalı olacağına inandığını belirtti. İstanbul'da gerçekleşecek toplantının tüm Türk dünyası ve Türk diasporası arasında kültürel, sosyal ilişkileri geliştireceğine inandığını kaydetti.

Türkistan İlim Yayma Cemiyeti Genel Başkanı Mehmet Dönmez Forum’un başarılarını dileyerek, Dünya Türk Forumu için yapılabilecekler hakkında her derneğin bir rapor hazırlamasını önerdi.

Bulgaristan Türkleri Kültür ve Hizmet Derneği Genel Başkan Yardımcısı Rafet Ulutürk öncelikle bugüne gelinceye kadar Türk dünyası ile ilgili nelerin kaybedildiğinin, daha sonra ise gelecek yıllarda neler yapılabileceğinin belirlenmesi gerektiğinin altını çizdi. Bu bağlamda tarihi eserlerin ortaya çıkarılmasına ve Türk dünyası nüfusuna ilişkin çalışmaların yapılmasına vurgu yaptı.

Türk Dünyası İnsan Hakları Derneği Başkanı Erol Şahingil ise Forum’da insan hakları hususuna da yer verilmesi gerektiğini kaydederek, Türk diasporlarında insan hakları konusunda atölye çalışmalarının yapılmasının sosyoekonomik işbirliğinin gerçekleşmesini önceleyen bir unsur olduğunu dile getirdi.

Marmara Belediyeler Birliği Uluslar arası İlişkiler Direktörü Murat Daudov Dünya Türk Forumu bağlamında yerel yönetimlerin göz ardı edilmemesi gerektiğini, etkin bir kamu diplomasisi etkinliği yürütebilmek için bunun önemli bir nokta olduğunu dile getirdi.

Kapanış konuşmasında TASAM Başkan Yardımcısı Emekli Büyükelçi Murat Bilhan sürecin başarı ile devam edebilmesi için hamaset ve husumetten uzak olan reel politikalar üretilmesinin gerekliliğine değinerek, bunun aşılmasında kamu diplomasisi etkinliği yürütülmesi konusuna vurgu yaptı. Dost kazanmaya ve dostluk halkalarının geliştirilmesine dayalı bir kamu diplomasisinin yürütülmesi gerektiğini belirten Bilhan, “Empati kurarak sonuca varılmalı. Yeni yeni varyantlar ve fikirler ortaya çıktıkça bu toplantıların daha verimli olacağını düşünüyorum” diyerek sözlerini noktaladı ve 10 gün içerisinde her STK’nın bir rapor hazırlamasına karar verildi.

 

 

 

Dünya Türk Forumu Hazırlık Toplantısı Notları

TASAM tarafından 20–22 Ekim 2010’da İstanbul'da gerçekleştirilmesi planlanan Dünya Türk Forumu’nun hazırlık toplantısı 13 Mayıs 2010’da İstanbul Grand Cevahir Otel ve Kongre Merkezi’nde düzenlendi. Ana teması “Türk Konseyi, Türk Diasporası ve Sosyoekonomik İş Birliği” olan Forum’un hazırlık toplantısına şu isimler katıldı:

Mardin Valisi Hasan Duruer, TBMM 21–22. Dönem Milletvekili Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş, Devlet Eski Bakanı ve İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahat Andican, T.C. Dışişleri Bakanlığı SAM Başkan Vekili Bülent Karadeniz, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Korkut Tuna, İstanbul Üniversitesi Avrasya Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Hayati Tüfekçioğlu, Bilkent Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Duygu SEZER, Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Rahmi Karakuş, TASAM Ankara Temsilcisi Büyükelçi (E) Doç. Dr. Ali Engin Oba, TASAM Başkan Yardımcısı Büyükelçi (E) Murat Bilhan, Büyükelçi (E) Ömür Orhun, TASAM Başkanı Süleyman Şensoy, TASAM Direktörü Dr. Engin Selçuk ve TASAM Orta Asya Uzmanı Dr. Almagül İsina.

Mazeretleri nedeni ile şu isimler toplantıya katılamadı:

T.C. Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Prof. Dr. Mustafa İSEN, Prof. Dr. Halil İnalcık, Topkapı Müzesi Başkanı Prof. Dr. İlber Ortaylı, Prof. Dr. Vamık Volkan, Vatikan Büyükelçisi Prof. Dr. Kenan Gürsoy, Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emine Gürsoy-Naskali, Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Timur Kocaoğlu, Prof. Dr. Bozkurt Güvenç, TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin, TBMM Zonguldak Milletvekili Köksal Toptan, Zaman Gazetesi Yazarı Hilmi Yavuz, Beykent Üniversitesi Rus Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Ataol Behramoğlu, Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hanım Halilova, Yazar Mustafa Kutlu.

Hazırlık toplantısında Forum’un Türk Cumhuriyetlerini, Türk topluluklarını ve Türk Diasporasını birleştireceğinin ve bunun için üniversiteler ile sivil toplum kuruluşları arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi gerektiğinin altı çizildi. Forum’a Türk Cumhuriyetleri’nin katılımının hayati önemi vurgulanmakla birlikte, daha kapsayıcı olması açısından Forum’a Türk Diasporasının, dünyanın çeşitli bölgelerindeki Türk toplulukları temsilcilerinin, sivil toplum kuruluşları ile üniversitelerin de katılımının teşvik edilmesi gerektiği belirtildi.

TASAM Başkanı Süleyman Şensoy yaptığı açılış konuşmasında; ilk etkinliği İstanbul'da gerçekleştirilecek “Dünya Türk Forumu” projesini hazırlamaya 2003'te başladıklarını ancak sürecin olgunlaşmasıyla bugün uygulamaya konulabildiğini belirtti. Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından Türk Dünyası’na yönelik çok sayıda çalışma yapıldığını ifade eden Şensoy, bu forumdaki temel noktanın kurumsallaşmayı sağlamak olduğunu; Forum’un düşünce temelinde bir kurumsallaşma gerçekleştirmeyi, çözüme yönelik politikalar üretmeyi amaçladığını söyledi.

Süleyman Şensoy’un ardından söz alan Devlet Eski Bakanı ve İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahad Andican, TASAM’ın bu girişiminin Türk Dünyası’nda var olan bir boşluğu dolduracağını ifade etti. Daha önceki girişimlerin sorunlarla karşılaştığını ve giderek desteğini kaybettiğini belirten Andican; bu forumun Türk Dünyası’ndaki süreçlere pozitif manada katkısı olacağına olan inancını dile getirdi. Andican, Forum’un iki önemli sorun ile karşı karşıya kalabileceğini kaydetti. İlk olarak temsilcilerin belirlenmesi konusunda bir zorlukla karşılaşılabilineceğini belirten Andican “Türk Cumhuriyetleri’nin idari kadrolarının ya da kanaat önderlerinin katılımı sağlanmadığı sürece bu Forum başarısız olacaktır” dedi. Çoğunlukla muhalefetin oluşturduğu sivil toplum kuruluşlarının katıldığı girişimlere Türk Cumhuriyetleri’nin devlet düzeyinde katılımının sağlanmasının zor olduğunu belirten Andican, Forum’a katılması planlanan kişi ve kurumların reel politiğe uygun olarak belirlenmesi gerektiğinin altını çizdi. Andican son olarak Forum’u paralel toplantılar halinde yapmak yerine, her yıl belli bir-iki konu üzerinde odaklamanın ve gelecek kişi ve kurum profilini de buna göre ayarlamanın Forum’un devamlılığı açısından hayati olduğunu; böylelikle tekrarların engellenmiş olacağını kaydetti. Forumların belirli bir konsept altında gerçekleştirilmesinin verimi artıracağını dile getirdi.

TBMM 21–22. Dönem Milletvekili Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş “diaspora” kelimesinin yerine “Türk Toplulukları” teriminin kullanılmasını önerdi. Hedefin “Türk Birliği” olması gerektiğinin altını çizen Yalçıntaş, “diaspora” kavramının azınlık anlamına geldiğini, vatandaşlığı içermediğini kaydetti.

Emekli Büyükelçi Ömür Orhun önce tanımlardan neyin kastedildiğinin belirlenmesi gerektiğini vurguladı. Türk Cumhuriyetleri’nin kendilerini Türk kabul etmediklerini, daha çok Türkî olduklarını dile getirdiklerini söyledi. Emekli Büyükelçi Orhun, TASAM’ın bir düşünce kuruluşu olması nedeniyle doğal muhataplarının düşünce kuruluşları, sivil toplum kuruluşları olduğunu belirterek, bunun Forum açısından bir sorun teşkil edebileceğini zira bu tür kuruluşlarının Forum’a davet edilmesi öngörülen Türk Cumhuriyetleri’nin rejimlerine muhalif gruplardan oluştuğunu dile getirdi. Emekli Büyükelçi Orhun, Forum kapsamında yapılacak çalışmaların Türkiye’nin zayıf olan Kafkaslar ve Orta Asya politikasına katkıda bulunacağına inandığını söyledi.

TASAM Ankara temsilcisi Emekli Büyükelçi Ali Engin Oba “Türk” kavramının yerine Özbek, Kazak, Kırgız gibi farklı aidiyetlerin vurgulanmasının Forum’u sabote edebileceğinin, bunun bölünmüş bir Türk Dünyası’nı ifade edeceğinin altını çizdi. “Türk Milliyetçiliği” kavramının, en azından kültür seviyesinde de olsa, Forum’un itici gücü olması gerektiğini dile getirdi.

Emekli Büyükelçi Ömür Orhun tekrar söz alarak Türk adının kullanılması konusunun gündemin dışında bırakılmasının; soydaşlığın ve kardeşliğin vurgulanmasının Orta Asya’daki hiçbir topluluğun küstürülmemesi açısından gerekli olduğunu dile getirdi. Öncelikle Forum’un neyi amaçladığının belirlenmesinin elzem olduğunun, sorunların adının konulmasının ve Forum’un sorunları gündeme getirme potansiyelinin sorgulanmasının gerekliliğinin altını çizdi.

Bilkent Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Öğretim Üyesi Prof. Dr. Duygu Sezer, Forum’un önde gelen amacının Orta Asya konusundaki bilgi boşluğunu doldurmak olması gerektiğini dile getirdi. Orta Asya ve Kafkasların dünyasının Türkiye tarafından bilinmediğini belirten Sezer, vurgusu bu konulardaki bilgi boşluğunu doldurmak, dolayısıyla bu dünyayı tanıtmak olan bir Forum’un uzun vadede bir dostluk çemberinin genişlemesine katkıda bulunacağını, böylelikle kendi soydaşlarımızı ve kültürümüzü daha yakından tanıma fırsatı bulunabileceğini dile getirdi. TASAM’ın bu projesinin de, bunu gerçekleştirmenin bir aracı olacağını ve büyük bir potansiyeli olduğuna inandığını kaydetti.

İstanbul Üniversitesi Avrasya Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Hayati Tüfekçioğlu Türk Cumhuriyetleri ile bir yabancılaşma yaşandığını dolayısıyla karşılıklı tanımanın, bağ kurmanın önemine değindi. Mevcut bilgilerin eksik, yetersiz ve yanlış olduğunu belirten Tüfekçioğlu, karşılıklı çıkarları geliştirme hususunda nelerin yapılabileceğinin saptanması gerektiğinin altını çizdi. Türkiye dışındaki Türk nüfusunun Türkiye açısından önemli bir potansiyel taşıdığını belirtti.

TASAM Başkan Yardımcısı Emekli Büyükelçi Murat Bilhan dünya üzerine dağılmış soydaşlarını, akrabalarını bir araya getirme çabasını sadece Türkiye’nin göstermediğini, dünyada bu tür toplantıların örneklerine rastlandığını, dolayısıyla böyle bir forumun gerçekleşmesinde sorunların ancak onun bir tehdit olarak algılandığında ortaya çıkabileceğini belirtti.

T.C. Dışişleri Bakanlığı SAM Başkan Vekili Bülent Karadeniz “Türk” kavramı sorunsalına gerçekçi bir şekilde yaklaşmak gerektiğini dile getirdi. Diğer önemli sorunun dünyanın çeşitli yerlerindeki toplulukları nasıl bir araya getirilebileceği olduğunu söyledi. Önemli olanın bir yandan çeşitliliği vurgularken diğer yandan birleştirici olmak olduğunu belirten Karadeniz “Türk toplulukları” kavramının bu iki unsuru da bünyesinde taşıyabileceğini ifade ederek, bu kavramın kullanılmasını önerdi.

İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Korkut Tuna, yerleşmiş bir kavram olarak Türk Dünyası kavramının bütün teklif edilen kavramları kapsayacağını, kuşatacağını dile getirdi. Türk Dünyası’nın en az bilinen yanımız olduğuna değinirken; üniversiteler arasında, bilim kuruluşları ya da araştırma merkezleri arasında kurulacak ilişkiler ile bütün kapıları açmanın önemli olduğuna değinen Tuna, Dünya Türk Formu’nun potansiyeli olan bir hareket olacağını; yapılacak olan çalışmalara TASAM’ın bir zemin oluşturacağını belirtti.

Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Rahmi Karakuş, kime Türk deneceği konusunda hem fikir olunamayacağının altını çizerken; Dünya Türk Forumu’nun gücünü Türkiye’den değil de yurt dışındaki Türklerden alması gerektiğini vurguladı. Diaspora merkezinin tek bir yerde toplanmadığını kaydeden Karakuş; Dünya Türk Forumu’nun Türkiye ve Avrupa’yı merkez alan ve ilerledikçe Doğu’daki Türkleri de kapsayan bir forum olması gerektiğini belirtti.

Kapanış konuşmasını yapan Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş, ilki İstanbul'da gerçekleştirilecek Dünya Türk Forumu’nun başarılı olacağına yürekten inandığını belirtti. “Forum’un iki ana hedefi olmalıdır; Biri Türk kimliğini vurgulamaktır, diğeri de kültürel entegrasyondur” diyerek Dünya Türk Forumu’nun temel amaçlarının çerçevesini oluşturdu. Müşterek iş birliği, telkinler ve kadrolar yoluyla Forum’un akademik birikime katkıda bulunulabileceğini, mevcut resmi kurumlar ve sivil toplum kuruluşları ile iş birliğine gidilerek Forum’un başarıya ulaşmasının sağlanabileceğini dile getirdi.

 

 

Etkinlikler

DTF kapsamında yapılacak seminer ve atölye çalışmaları için hazırlanacak salonların bulunduğu mekanlarda etkinlikler için de yerler ayrılacaktır.

Devamını oku: Etkinlikler

   

Seminerler ve Atölyeler

DTF sürecine katılan her kurum veya kuruluş, DTF kapsamında istediği takdirde bir seminer veya atölye çalışması düzenleyebilecektir. Bunun için DTF Sekreterliği’ne başvurulacak ve kayıt yapılacaktır.

Devamını oku: Seminerler ve Atölyeler

 

Özel Oturumlar

Yine DTF kapsamında, yuvarlak masa toplantıları formatında özel oturumlar gerçekleştirilecektir.

Devamını oku: Özel Oturumlar

   

Sayfa 1 / 2

dtfkeo
  • Türkçe
  • English (United Kingdom)