Türk Dili Konuşan Ülkeler Devlet Başkanları Onuncu Zirvesi, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev, Kırgız Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Roza Otunbayeva, Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Türkmenistan Devlet Başkanı Gurbangulı Berdimuhamedov’un katılımlarıyla 16 Eylül 2010 tarihlerinde İstanbul’da düzenlenmiştir.
Bu Bildiriyi imzalayan Devlet Başkanları,
Türk Dili Konuşan Ülkeler aralarında ortak tarih, dil, kimlik ve kültüre dayanan ortak çıkarları ve ilişkileri geliştirme, dayanışmalarını daha da güçlendirme niyetlerini yineleyerek;
Daha önce düzenlenen Türk Dili Konuşan Ülkeler Devlet Başkanları Zirvelerinin yararlı sonuçlarını ve Nahçıvan Bildirisi dahil, önceki Zirve Toplantıları Bildirilerinin maddelerini teyit ederek,
Türk Dili Konuşan Ülkeler arasındaki kapsamlı ilişkilerin ve dayanışmanın Avrasya coğrafyasındaki bölgesel ve uluslararası işbirliğini pekiştirdiği inancıyla;
Helsinki Nihai Senedi başta olmak üzere, Birleşmiş Milletler Şartı’nın amaç ve ilkeleri ile Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı belgelerine bağlılıklarını ifade ederek;
Egemenlik, toprak bütünlüğü, sınırların dokunulmazlığı, içişlerine müdahale etmeme, kuvvet kullanma veya kullanma tehdidinden kaçınma ilkelerine uygun olarak devletlerin siyasi ve ekonomik güvenliğini güçlendirmeyi amaçlayarak,
3 Ekim 2009 tarihlerinde Nahçıvan’da düzenlenen Türk Dili Konuşan Ülkeler Devlet Başkanları 9. Zirvesi sırasında, Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi’nin kuruluşuna dair “Nahçıvan Anlaşması”nın imzalanmasından duydukları memnuniyeti yineleyerek;
aşağıdaki hususları açıklamışlardır:
1. Kırgızistan’da 27 Haziran 2010 tarihinde yapılan referandumun başarıyla gerçekleştirilmesinden duydukları memnuniyeti beyan etmişler ve bu ülkede 10 Ekim 2010 tarihinde yapılacak parlamento seçimlerinin yapılmasının bölgesel barış ve istikrar açısından taşıdığı önemi de vurgulayarak, bu geçiş sürecinde Kırgızistan’a destek vermeyi sürdüreceklerini teyit etmişlerdir.
2. Kazakistan tarafından Almatı’da düzenlenecek Kırgızistan’a yardım için Uluslararası Donörler Konferansı’nın toplanmasına desteklerini dile getirmiş ve uluslararası toplumu bu Konferansa etkin bir şekilde katılmaya davet etmişlerdir.
3. İstanbul’da düzenlenen Türk Dili Konuşan Ülkeler Devlet Başkanları Onuncu Zirvesi’nin Türk Dili Konuşan ülkeler arasındaki ikili ve çok taraflı ilişkilerin ve işbirliğinin gelişimine katkı sağlayacağını vurgulamışlardır.
4. Türk Dili Konuşan Ülkeler arasındaki ortak tarih, kültür, kimlik ve dil birliğine dayanan karşılıklı çıkarları, işbirliğini ve dayanışmayı geliştirme niyetlerini dile getirmişler, bu kapsamda, ulusal ve bölgesel güvenlik, istikrar ve barışın korunmasına, demokrasi, insan haklarına saygı, hukukun üstünlüğü ve iyi yönetişim ilkelerine bağlılıklarını teyit etmişlerdir.
5. Türk Dili Konuşan Ülkeler arasındaki işbirliği ve dayanışmanın temelini oluşturan ortak tarihi değerlerin ve kültürel mirasın korunması ve gelecek nesillere aktarılmasının önemini vurgulayarak bu yöndeki çalışmaları desteklediklerini dile getirmişlerdir.
6. Türk Dili Konuşan Ülkeler arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi doğrultusunda güvenlik, ekonomi, kültür, eğitim, bilim, mahalli idareler, sivil toplum kuruluşları dahil olmak üzere her alanda karşılıklı ziyaretlerin gerçekleştirilmesine, tecrübe değişimine ve işbirliğinin gelişimine katkı sağlayacaklarını vurgulamışlar ve halklar arası ilişkileri güçlendiren parlamentolararası ilişkilerin önemini vurgulamışlardır.
7. Terörizm, aşırıcılık, insan ticareti ve yasadışı göç, uyuşturucu ve psikotropik maddeler, ateşli silah kaçakçılığı ile sınıraşan örgütlü suçlar da dâhil olmak üzere, her türlü suçun yarattığı uluslararası güvenliğe yönelik tehditlerle mücadelede işbirliğinin ve ortak mücadelenin önemini bir kere daha vurgulamışlar ve bu amaçla kendi aralarında ve uluslararası toplumla dayanışmanın önemini teyit etmişlerdir.
8. Sınırların zorla değiştirilmesinin kabul edilemeyeceğine dair tutumlarını tekrar vurgulamışlar, uluslararası toplumun, barış ve istikrarı, devletlerin egemenliğini ve toprak bütünlüğünü tehdit edebilecek saldırılarla mücadelesinin güçlendirilmesinin küresel güvenliğin tesisindeki belirleyici bir unsur olduğuna dair inançlarını kaydetmişlerdir.
9. Türk Dili Konuşan Ülkelerin ortak hassasiyetlerinin uluslararası kuruluşların gündeminde daha fazla yer alması için bölgesel ve uluslararası kuruluşlarda ortak tutum belirlenmesinin önemine dikkat çekmişlerdir. Bu bağlamda, uluslararası toplantılar öncesinde, bir araya gelerek işbirliği olanaklarının görüşülmesinin, ilişkilerin geliştirilmesi ve güçlendirilmesi açısından yararlı olacağını dile getirmişlerdir.
10. Kazakistan’ın 2010 yılında AGİT Dönem Başkanlığı’nı üstlenmesinin ve başarıyla sürdürmesinin AGİT katılımcı ülkelerinin Kazakistan’a duydukları güvenin somut göstergesi olduğunu vurgulayarak, Kazakistan’ın AGİT Dönem Başkanlığı’ndaki başarısının devam etmesini dilediklerini belirtmişlerdir.
11. AGİT İstanbul Zirvesinden on bir yıl sonra ilk AGİT Zirvesinin Astana’da yapılması kararı dolayısıyla AGİT Dönem Başkanı Kazakistan’ı tebrik etmişler, 2010 yılında Kazakistan’ın liderliğinde Avrupa güvenliğine ilişkin olarak sürdürülen diyaloğun Astana Zirvesi’nde alınacak kararlarla daha ileri bir aşamaya ulaşmasını umduklarını ifade etmişlerdir.
12. Asya’da İşbirliği ve Güven Artırıcı Önlemler Konferansı’nın (CICA) Asya kıtasında barış ve istikrara artan katkılarının önemini teyit ederek, CICA’nın bir siyasi diyalog forumu olarak, işbirliğine dayalı güvenliğin sağlanması yönündeki çabalarına aktif destek beyan etmişlerdir.
13. İstanbul Zirvesi ile CICA Dönem Başkanlığı’nın bir Türk Cumhuriyeti’nden, bir başka Türk Cumhuriyeti’ne geçmiş olmasından duydukları memnuniyeti ifade etmişler, Kazak Dönem başkanlığında kurumsallaşmasını başarıyla tamamlayan CICA’nın, şimdi eylem aşamasına geçmiş olduğuna atıfla, Asya’da güven arttırıcı önlemlerin hayata geçirilmesinde üstlenilmiş olan öncü role ve sorumluluklara işaret etmişlerdir.
14. Kazakistan’ın 2010 AGİT Dönem Başkanlığı ile Türkiye’nin 2010-2012 CICA Dönem Başkanlığının Avrasya güvenlik kuşağındaki merkezi konumlarının ülkelerini çok taraflı işbirliği platformlarında dayanışma içinde, daha aktif olmaya teşvik ettiğini dile getirmişlerdir.
15. Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı’nın (TÜRKSOY) ortak değerlerin ortaya çıkarılması, zenginleştirilmesi, yaygınlaştırılması ve tanıtılması ile Türk Dili Konuşan Ülkeler ve halklar arasındaki kültürel işbirliğinin derinleştirilmesi için önemli bir görevi yerine getirdiğini yinelemişlerdir.
16. Dünya medeniyetlerinin gelişimine önemli katkılar sağlayan zengin Türk kültür mirasının muhafazası ve Türk Kültürünün desteklenmesi amacıyla Bakü’de özel bir Vakfın kurulmasını amaçlayan girişimin hayata geçirilmesinin önemini teyit etmişlerdir.
17. TÜRKSOY’un 2012 yılı için Astana’yı Türk Kültür Başkenti olarak ilan etme önerisini desteklemektedirler.
18. Türk Parlamenterler Asamblesi (TÜRKPA) Sekretaryasının Bakü’de faaliyete geçmesinden duydukları memnuniyeti dile getirmişler ve TÜRKPA’nın, Türk Dili Konuşan Ülkelerin parlamentoları ile diğer ülkelerin parlamentoları arasındaki işbirliğinin geliştirilmesine katkı sağlayacağını kaydetmişlerdir.
19. Türk Dili Konuşan Ülkeler Devlet Başkanları 9. Zirvesi sırasında imzalanan Nahçıvan Anlaşması ile kurulan Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi’nin üye ülkeler arasındaki işbirliğine kurumsal bir nitelik kazandıracağına ve bölgesel işbirliğine olumlu katkı sağlayacağına dair inançlarını yinelemişlerdir.
20. Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi’nin İstanbul’da yerleşik Sekretaryası’nın kuruluş çalışmalarının son aşamaya gelmesinden duydukları memnuniyeti dile getirmişler ve Sekretarya’nın ilk Genel Sekreteri olarak, Nahçıvan Anlaşmasının yürürlüğe girmesinin ardından resmi olarak görevini üstlenecek olan Türkiye’nin adayı Büyükelçi Halil Akıncı’nın atanmasını onaylamışlardır.
21. Türk Dili Konuşan Ülkeler Dışişleri Bakanlarına, Nahçıvan Anlaşması’nda öngörülen ilgili belgelerin sonuçlanması ve kabul edilmesi hususunda talimat vermişlerdir.
22. Ticaret ve ekonomi alanındaki ilişkilerin eşitlik ve karşılıklı çıkar ilkeleri temelinde geliştirilmesi ile sanayi, tarım, ulaştırma, iletişim, hidroelektrik, alternatif enerji ve turizm dahil olmak üzere tüm alanlardaki işbirliğinin genişletilmesine dair niyetlerini ifade etmişlerdir.
23. Türk Dili Konuşan Ülkelerin dinamik bir şekilde gelişmekte olan ekonomilerinin, muhtelif alanların yanı sıra iş sahasında işbirliğinin geliştirilmesi açısından uygun şartlar yarattığını kaydetmişler ve mevcut potansiyelin azami ölçüde kullanılmasının önemini teyit etmişlerdir.
24. Ekonomik işbirliğini geliştirmek amacıyla Türk Dili Konuşan Ülkeler İş Konseyi’nin kurulmasını kararlaştırmışlardır.
Özel sektöre yeni fırsatlar yaratılması ve petrol dışı sektörlerde kalkınmanın desteklenmesi amacıyla İstanbul’da “Türk Dili Konuşan Ülkeler Kalkınma Bankası” ve ortak bir Sigorta Şirketi kurulması imkanını araştırmayı kararlaştırmışlardır.
25. Avrupa’nın enerji güvenliğini temin eden Hazar havzası enerji kaynaklarının artan önemini teyit ederek, stratejik Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru hattı ve Bakü-Tiflis-Erzurum doğalgaz boru hattının küresel enerji güvenliğine ve bölge ülkelerinin sürdürülebilir ekonomik kalkınmalarına hizmet ettiğine dair inançlarını dile getirmişlerdir. Bu çerçevede, Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru hattının kapasitesinin arttırılmasının ve sözkonusu boru hattının Aktau limanıyla bağlantısının önemine dikkat çekmişlerdir.
26. Türk Dili Konuşan Ülkeler arasındaki ulaşımı kolaylaştıracak olan ve 2012 yılında hayata geçirilmesi planlanan Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu bağlantısının aynı zamanda Avrasya bölgesindeki ticaret hacmini arttıracağını, bölgesel kalkınma ve ekonomik işbirliğini kolaylaştıracağını dile getirmişler ve demiryolu bağlantılarının kısa bir zamanda tesis edilmesinin önemini vurgulamışlardır.
27. Bilim, eğitim, kültür, sanat, turizm, spor ve diğer alanlardaki ilişkilerin geliştirilmesinin karşılıklı yararını teyit etmiş, Türk Dili Konuşan halklar arasındaki beşeri temaslara olan desteklerini ve Türk Dili Konuşan ülkelerin gençlik birliklerinin bu faaliyetlere katkıda bulunacağı beklentilerini kaydetmişlerdir.
28. Bilimsel kurumlar, eğitim kurumları ve bilim adamları arasındaki ilişkilere katkıda bulunacak somut projelere olan desteklerini ifade etmiş, eğitim alanındaki işbirliğinin geliştirilmesine olan ihtiyacı yinelemiş ve halklar arasındaki dostluğun pekiştirilmesi ile daha yakın bağlara sahip gelecek nesiller yetiştirme amacıyla eğitim alanındaki belgelerin karşılıklı olarak tanınması imkanını aramanın önemini kaydetmişlerdir.
29. Türk Akademisi’nin Astana’da faaliyetlerine başlamasından duydukları memnuniyeti dile getirmiş ve akademik alandaki işbirliğinin Türk Dili Konuşan Ülkelerin bilimsel birikiminin geliştirilmesi ve ortaya çıkarılması bakımından büyük önem taşıdığını dile getirmişlerdir.
30. Türkoloji alanındaki bilimsel kaynakların, etnik-kültür ve etnik-turizmin desteklenmesinin, “Türk Akademisi” çerçevesinde bir girişim olan ve karşılıklı anlayış ile Türkoloji bilimini geliştirmeyi hedefleyen Türk Tarihi Müzesi ve Türk Kütüphanesi kurulmasının önemini teyit ederek, Türk Akademisi’nin uluslararası örgüt şeklinde oluşturulması ihtiyacını vurgulamışlar.
31. Türk Akademisi’nin çalışmalarını desteklemek amacıyla üniversitelerarası bir birlik kurulmasını ve bu kapsamda üniversiteler arasında ortak öğretimi de kapsayacak işbirliği modellerini teşvik edeceklerini beyan etmişlerdir.
32. Türk Dili Konuşan Ülkelerde mevcut araştırma-geliştirme alanındaki potansiyelden birlikte istifade etmek ve bu potansiyeli kurumsallaştırmak yoluyla daha da geliştirmek amacıyla özel bir fon kurulmasını kararlaştırmışlardır.
33. İklim değişikliği ve çevre konularında, uluslararası platformlar da dahil olmak üzere, işbirliğini arttırmak istediklerini beyan etmişlerdir.
34. Su kaynaklarını kapsamlı bir biçimde kullanma amacına yönelik uluslararası işbirliğini geliştirmenin gerekliliğini ifade etmişlerdir.
35. Çevreyi korumanın önemini vurgulayarak, Aral Denizi bölgesi ve buzulların erimesinin önlenmesi başta olmak üzere çevresel durumun iyileştirilmesi için tarafları acilen önlem almaya çağırmışlardır.
36. Bölgesel ve küresel güvenliğin güçlendirilmesine, her alanda işbirliğinin ve etkileşimin geliştirilmesine, yakın temasların ve ortak hareket edilmesini amaçlayan siyasi istişarelerin daha üst seviyelere çıkarılmasına duyulan ihtiyacı teyit etmişlerdir.
37. Birleşmiş Milletler teşkilatının küresel ve stratejik sorunların çözümündeki, uluslararası güvenliğin ve sürdürülebilir kalkınmanın tesisindeki ve BM Şartında yer verilen amaçların gerçekleşmesindeki rolünün güçlendirilmesine özel bir önem verdiklerini belirtmişlerdir. BM nezdinde sürdürülmekte olan reformların, BM’nin uluslararası konulardaki merkezi rolünün kuvvetlenmesine, sahip bulunduğu imkanların, uluslararası hukuki düzene yönelik yeni tehditlere karşı etkin ve ivedi olarak kullanılmasına yönelik olması gerektiğini teyit etmişlerdir.
38. Ekim 2010’da yapılacak seçimlerde 2010-2014 dönemi için Azerbaycan ve Türkiye’nin Uluslararası Telekomünikasyon Birliği’ne adaylıklarına ve Kırgızistan’ın Birliğin Radyo Düzenleme Kurulu’na (Region “C”) adaylığına desteklerini beyan etmişlerdir.
39. BM Eğitim, Bilim ve Kültür Teşkilatı (UNESCO) Yürütme Kurulu 2011-2015 dönemi üyelikleri için Ekim 2011’de yapılacak seçimlerde Türkiye’ye destek verdiklerini beyan etmişlerdir.
40. BM İnsan Hakları Konseyi’ne 2012-2015 dönemi üyelikleri için 2012’de gerçekleştirilecek seçimlerde Kazakistan’ı ve 2013-2016 dönemi üyelikleri için 2013’te gerçekleştirilecek seçimlerde Türkiye’yi desteklediklerini dile getirmişlerdir.
41. Azerbaycan Cumhuriyeti ile Kırgız Cumhuriyeti’nin, 2011 yılında gerçekleştirilecek seçimlerde 2012-2013 Dönemi ve Kazakistan’ın 2016 yılında gerçekleştirilecek seçimlerde 2017-2018 Dönemi Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Geçici Üyeliklerine adaylıklarını ciddiyetle değerlendireceklerini teyit etmişlerdir.
42. Türkmenistan ve Kırgızistan Cumhuriyeti’nin, 2012 yılında gerçekleştirilecek seçimlerinde 2013-2015 dönemi için BM Ekonomik ve Sosyal Konseyi üyeliklerine desteklerini ifade etmişlerdir.
43. İslam Konferansı Örgütü (İKÖ) çerçevesinde ortak değerler temelinde dayanışma ve işbirliğinin güçlendirilmesi gerektiğini vurgulamışlardır.
44. Kazakistan’ın 2011 yılında İKÖ Dışişleri Bakanları Konseyi Dönem Başkanlığını üstlenmesini memnuniyetle karşılayarak, Dönem Başkanlığı süresince Kazakistan’a destek vereceklerini yinelemişlerdir.
45. İKÖ üyesi ülkeler arasındaki ticaretin arttırılmasına yönelik İKÖ Tercihli Ticaret Sisteminin oluşturulmasının, ekonomik işbirliğinin geliştirilmesi yönünde önemli rol oynayacağına dair inançlarını kaydetmişlerdir.
46. Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nın güçlendirilmesine ve etkinliğinin arttırılmasına yönelik çabalara katkıda bulunulacağını teyit etmişlerdir.
47. Avrupa Konseyi (AK) platformları ile diyalog ve işbirliği içinde olma yönündeki ortak iradelerini dile getirmişlerdir.
48. Afganistan’da istikrar ve yeniden kalkınmanın temin edilerek, bu ülkenin komşularıyla barış ve işbirliği ortamında yaşamasına olan desteklerini ifade etmişlerdir. 18 Eylül 2010 tarihinde Afganistan’da gerçekleştirilecek milletvekili seçimlerinin, ülkede milli birlik ve dayanışmayı kuvvetlendirmesi ve toplumsal uzlaşıya katkıda bulunması yolundaki güçlü beklentilerini ortaya koymuşlardır. “Asya’nın Kalbinde Dostluk ve İşbirliği için İstanbul Beyanı”nda ortaya konulan vizyon temelinde, Afganistan’a odaklı bölgesel işbirliği ve bağlantıların artırılmasına barışçıl yönde katkı yapılmasına yönelik niyetlerini ifade etmişlerdir.
49. Irak'ın egemenliğinin ve toprak bütünlüğünün korunması ve Irak toplumunun ayrılmaz bir parçasını oluşturan Türk soylu halkın hak ve özgürlüklerinin güvence altına alınması gerektiğine dikkat çekmişlerdir.
50. İsrail’in 31 Mayıs 2010 tarihinde Gazze’ye insani yardım götüren konvoya karşı uluslararası sularda gerçekleştirdiği ve dokuz masum sivilin öldürülmesiyle sonuçlanan saldırısını derin üzüntüyle karşılamışlardır.
Bölgesel barış ve güvenliği tehdit eden bu gibi olayların tekerrürünün önlenmesi ve uluslararası hukuka saygı anlayışının yerleştirilmesi amacıyla, sözkonusu olayın incelenmesi için BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon tarafından oluşturulan Soruşturma Paneli’nin görevini 1 Haziran 2010 tarihli BM Güvenlik Konseyi Başkanlık Açıklaması’nın lafzı ve ruhuyla bağdaşır şekilde, uluslararası standartlara uygun, süratli, tarafsız, muteber ve şeffaf bir şekilde yerine getirmesine verdikleri önemi vurgulamışlardır. BM İnsan Hakları Konseyi tarafından tesis edilen “Veri Toplama Misyonu”nun faaliyetlerini, Soruşturma Paneli’nin çalışmalarını tamamlayıcı bir unsur olarak desteklediklerini ifade etmişlerdir.
51. İran’ın nükleer programına dair anlaşmazlığa diyalog ve diplomasi yoluyla çözüm bulunmasının bölgesel ve küresel barış ve istikrar açısından taşıdığı önemi vurgulamışlar, bu bağlamda nükleer yakıt takasına ilişkin olarak 17 Mayıs 2010 tarihinde Tahran’da imzalanan Ortak Bildiri’nin hayata geçirilmesinin anlaşmazlığın kapsamlı ve kalıcı çözümü için gerekli diyalog ortamının tesisine katkı sağlayacağına inandıklarını dile getirmişler ve uluslararası topluma yakalanan bu fırsat penceresinin en iyi şekilde kullanılması çağrısında bulunmuşlardır.
52. Türkiye’nin AB üyeliği hedefini destekleyerek, bu sürecin mevcut taahhütler temelinde ilerletilmesi çağrısında bulunmuşlar, aynı zamanda, Avrasya coğrafyasının da önemli bir ülkesi olan Türkiye’nin AB üyeliğinin bu coğrafyanın siyasal, ekonomik ve toplumsal kalınmasına ivme kazandıracağına ve bölge ile AB arasındaki bağları pekiştireceğine inandıklarını vurgulamışlardır.
53. Kıbrıs’ta iki taraf arasında devam eden kapsamlı çözüm müzakerelerine desteklerini belirterek, Kıbrıs sorununun liderlerin ortak açıklamalarıyla belirledikleri çerçevede yeni bir Ortaklık kurulması suretiyle, BM Genel Sekreteri’nin 11 Mayıs 2010 tarihli iyi niyet misyonu raporunda da ortaya konan hedef doğrultusunda 2010 yılı sonundan önce kapsamlı çözüme ulaşması beklentisini dile getirmişler, Kıbrıs Türk halkının uluslararası alanda herhangi bir meşru zemini bulunmayan izolasyonunun bir an evvel sona erdirilmesi hususunda BM ve İKÖ tarafından yapılan çağrıları desteklemişlerdir.
54. Güney Kafkasya’da kalıcı istikrarın ve bölgesel işbirliğinin önündeki engellerden biri olan Ermenistan-Azerbaycan Yukarı Karabağ sorununun ve bunun yol açtığı bölgesel istikrarsızlığın Azerbaycan Cumhuriyeti’nin bağımsızlığı, toprak bütünlüğü ve sınırlarının dokunulmazlığı temelinde, barışçıl yöntemlerle çözüme kavuşturulmasına önem verdiklerini ifade etmişler, Ermenistan-Azerbaycan Yukarı Karabağ sorununun çözümünün Avrasya coğrafyasında barış, istikrar ve refahın sağlanması yönünde somut bir ilerleme oluşturacağına dair inançlarını yinelemişlerdir.
55. Bir Birleşmiş Milletler girişimi olan ve kültürler arasında karşılıklı saygı, uyum ve hoşgörünün pekiştirilmesine önemli katkılarda bulunan Medeniyetler İttifakına verdikleri desteği ve Türk Dili Konuşan ülkelerin İttifak’ın çalışmalarına gösterdikleri yakın ilgiden duydukları memnuniyeti dile getirmişlerdir.
56. Kazakistan’ın öncülüğünü yaptığı Semavi ve Geleneksel Dini Liderler Kongresi’nin ve Azerbaycan’da 26-29 Nisan 2010 tarihlerinde düzenlenen Dünya Dini Liderler Zirvesi’nin farklı kültürler ve inançlar arasındaki anlayışın karşılıklı olarak güçlenmesine yaptığı katkıyı memnuniyetle teyit etmişlerdir.
57. Nahçıvan Anlaşmasının imza gününün yıldönümlerinin (3 Ekim) Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Günü olarak kutlanmasını teşvik etmeyi kararlaştırmışlardır.
58. 2011 yılında Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Türkmenistan’ın bağımsızlıklarını kazanmalarının 20. yıldönümünü ortak etkinlikler düzenlemek suretiyle kutlamayı kararlaştırmışlardır.
Bu çerçevede, 2011 yılında Aşkabat’ta Türk Dili Konuşan Ülkeler kültür festivali düzenlenmesi konusundaki Türkmenistan teklifini memnuniyetle karşılamışlardır.
59. Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi Birinci Zirvesi’nin 2011’de Kazakistan’da, İkinci Zirvesi’nin ise 2012 yılında Kırgızistan’da düzenlenmesini kararlaştırmışlardır.
60. Konuklar Zirve sonuçlarından duydukları memnuniyeti beyanla, kendilerine gösterilen hüsnü kabul ve konukseverlikten ötürü Türk halkına ve Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e teşekkürlerini ifade etmişlerdir.
16 Eylül 2010 tarihinde, İstanbul’da Azerice, Kazakça, Kırgızca ve Türkçe olarak imzalanmıştır.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev
Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev
Kırgızistan Cumhurbaşkanı Roza Otunbayeva
Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül